Kapat

HABERLER

Konutu Terk Etmemeye İlişkin Adli Kontrol Tedbirinin Hukuka Aykırı Olması Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin Karar

Konutu Terk Etmemeye İlişkin Adli Kontrol Tedbirinin Hukuka Aykırı Olması Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin Karar

Başvurucuya FETÖ’nün avukat ypılanması içinde olduğundan bahisle soruşturma başlatılmıştır. Bahsi geçen soruşturmada sulh ceza hâkimliğinden alınan kararlarla başvurucunun telekomünikasyon yoluyla kurduğu iletişimler bir süre tespit edilip dinlenmiş, kayda alınmış ve başvurucuya ait cep telefonunun sinyal bilgileri değerlendirilmiştir. Ayrıca başvurucunun kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ile çalıştığı işyeri, teknik araçlarla izlenip sesli veya görüntülü kayda alınmıştır. 
Başvurucu; Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğince (Hâkimlik) yapılan sorgusunda bazı meslektaşlarıyla bir araya gelişinin örgüt faaliyeti olarak değerlendirildiğini ancak terör örgütüyle bir ilgisinin olmadığını, takip ettiği 36 dosyadan 20'sinin ceza davası olduğunu ve bunlardan dördü için baro tarafından müdafi olarak görevlendirildiğini beyan etmiştir. Hâkimlik; telekomünikasyon yoluyla kurulan iletişimin denetlenmesine ilişkin kararlara istinaden yapılan işlemler sebebiyle düzenlenen tutanaklarda yer alan konuşmaların mesleki yardımlaşma kapsamında kaldığını, bazı şüphelilerle olan irtibatın mesleki faaliyet kapsamında olduğunu ve tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceğini dikkate alarak başvurucunun tutuklanması yönündeki talebi reddetmiş ancak başvurucunun konutu terk etmeme ve yurt dışına çıkmamaya ilişkin yükümlülüklere tabi tutularak adli kontrol altına alınmasına karar vermiştir.  İsnat edilen fiillerin avukatlık mesleğinin ifasıyla ilgili hususlar olduğunu ileri süren başvurucunun müdafii bu karara itiraz etmiştir. Sulh Ceza Hakimliği, konutu terk etmeme şeklindeki yükümlülüğü kaldırmış ancak adli kontrol tedbiri kapsamında başvurucunun hâkim tarafından belirlenen yerlere belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurma yükümlülüğüne tabi tutulmasına karar vermiştir. 
Başvurucu; kendisine konutunu terk etmeme yükümlülüğü yüklenerek adli kontrole tabi tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, sözü edilen yükümlülüğün ölçülü olmadığını ve Hâkimlikçe verilen karar ile bu karara yaptığı itiraz üzerine verilen kararda gerekçe bulunmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir. 
Suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olup olmadığına ve adli kontrol tedbirine başvurulmasındaki meşru amacın ne olduğuna gelince Hâkimlikçe verilen kararda telekomünikasyon yoluyla kurulan iletişimin denetlenmesine ilişkin kararlara istinaden yapılan işlemler sebebiyle düzenlenen tutanaklarda yer alan konuşmaların mesleki yardımlaşma kapsamında kaldığı ve başvurucunun bazı şüphelilerle olan irtibatının mesleki faaliyet kapsamında olduğu belirtilerek dolaylı da olsa suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunmadığı ifade edilmiştir. Ayrıca söz konusu kararda adli kontrol tedbirine başvurulmasındaki meşru amaçla ilgili bir hususa yer verilmemiştir. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin kuvvetli belirti konusunda aksi bir sonuca varması veya Hâkimliğin yerine geçerek adli kontrol tedbirine başvurulmasındaki meşru amacı gerekçelendirmesi mümkün değildir. Varılan bu sonuç, tedbirin amacının meşruluğu ve ulaşılmak istenen amaca nazaran tedbirin ölçülülüğü konusunda inceleme yapılmasını gereksiz kılmaktadır. Açıklanan gerekçelerle suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ve adli kontrol tedbirine başvurulmasındaki meşru amaç ortaya konulmadan başvurucunun adli kontrol tedbiri kapsamında konutu terk etmeme şeklindeki yükümlülüğe tabi tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği sonucunu doğurmaktadır.
Başvuru Numarası: 2020/34559
Karar Tarihi: 18.10.2023
Link: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/02/20240209-5.pdf

Göztepe Sokak No: 11 06080 Hamamönü / Ankara

Telefon : 0 (312) 312 61 06
Faks : 0 (312) 428 10 23