Kapat

HABERLER

İdarenin ihmali sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında, bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvuru

İdarenin ihmali sonucu oluşan zararın tazmini istemiyle açılan tam yargı davasında, bilirkişi raporuna istinaden talep edilen bakım ve ulaşım giderlerine ilişkin ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvuru

Başvurucu 21/7/2005 tarihinde, belediyenin gerekli güvenlik önlemlerini almadığını iddia ettiği Kumla sahilinde denize düşmüş, sonrasında başvurucunun boyundan aşağısı felç olmuştur. Başvurucu 11/9/2008 tarihinde yazdığı dilekçe ile İdare aleyhinde dava açarak Belediyenin işlettiği plajda gerekli ikaz levhaları koymadığından söz konusu kazanın meydana geldiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna dayanılarak ve başvurucuyu arkadaşının itmesi üzerine başvuruya konu olayın meydana geldiği belirtilerek İdarenin kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Başvurucunun kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay 8. Dairesi 17/9/2015 tarihinde Mahkemenin kararını bozmuştur. Kararda; belediyece işletildiği anlaşılan plajda beton setten tehlikeli atlayışların önlenmesi ve denetlenmesinin ilgili İdarenin üstlendiği kamu hizmetinin doğal sonucu olduğu vurgulanmıştır. Kararda ayrıca meydana gelen olayda başvurucunun kusuru yanında davalı İdarenin de üstlendiği kamu hizmetini kusurlu işlettiğinin kabulü ile belirlenecek ortak kusur oranına göre tazminatla sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir.

Başvurucunun olaya dair şikâyetleri idarenin ihmali nedeniyle uğranan zararın giderilmesi talebiyle açılan davada verilen ıslah dilekçesinin reddedilmesi nedeniyle dilekçedeki talebe yönelik yargılamanın yapılamamasına ilişkindir. Somut olayda tazminat davası sürecinde ATK ile konusunda uzman bilirkişilerden raporlar alındığı görülmüştür. ATK raporunda başvurucunun yaşına göre meslekte kazanma gücünde azalma (kalıcı sakatlık-maluliyet) oranının %100 olduğu tespit edilmiştir. Tarafların iddiaları ile ATK raporu ve diğer belgelerin incelenmesi suretiyle davalı idarenin %80 oranında kusurlu olduğu dikkate alınarak düzenlenen bilirkişi raporunda başvurucunun bakıcı masrafı ve ulaşım giderlerinin de zarar kapsamında hesaplandığı anlaşılmıştır. 
Derece mahkemesi ıslah dilekçesinin sonuç bölümünde başvurucunun bakım ve ulaşım masraflarını açık bir şekilde istemediği gerekçesiyle bu giderler yönünden talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun ıslah dilekçesi incelendiğinde başvurucunun bakıcı gereksiniminin açıkça vurgulandığı, yapılan açıklamalarda bakıcı masrafı ve ulaşım giderlerinin hesaplandığı söz konusu bilirkişi raporuna atıf yapıldığı ve dilekçenin içeriğinde 1.000 TL olan maddi tazminat talebi miktarının 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesi gereğince bilirkişi raporuna istinaden geçmiş ve gelecek devre bakıcı masrafı olan 729.689,66 TL ve ulaşım gideri 1.500 TL eklenmek suretiyle diğer zararlarla birlikte toplam 1.310.618,18 TL maddi tazminat olarak ıslah edildiğinin açık şekilde ifade edildiği görülmüştür. Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde her ne kadar söz konusu giderler açık şekilde yazılmamışsa da dilekçe içeriğinin değerlendirilmesi neticesinde başvurucunun bu masrafları da ıslah dilekçesiyle talep ettiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda derece mahkemesinin katı bir yorumla sadece sonuç ve istem kısmına itibar ederek bakıcı masrafı ve ulaşım giderlerine ilişkin talebin reddine karar vermesi başvurucunun söz konusu talebinin incelenmesine ve etkili bir hukuk yolunun işletilmesine engel olmuştur.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi; Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı ile bağlantılı Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE karar vermiştir.
Başvuru No: 2019/24604
Karar Tarihi: 23/11/2022
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/01/20230125-9.pdf

Göztepe Sokak No: 11 06080 Hamamönü / Ankara

Telefon : 0 (312) 312 61 06
Faks : 0 (312) 428 10 23